-
1 глухой
sağır,boğuk; ücra,ıssız,tenha* * *1) sağır тж. перен.остава́ться глухи́м к чему-л. — bir şeye kulaklarını tıkamak, sağır kalmak
к жа́лобам остава́лись глу́хи́ — şikayetlere kulaklar tıkalı tutuyordu
2) (о голосе, звуке) boğukглухо́й гул — boğuk bir uğultu
глухо́й уда́р го́нга — boğuk bir gonk sesi
глухо́е недово́льство — перен. için için yanan hoşnutsuzluk
3) ( находящийся в глуши) ücra ve sapa; ıssız, tenha ( пустынный безлюдный)глухая у́лица — tenha bir sokak
4) в соч.глухо́й лес — deli orman
5) sağırглуха́я стена́ — sağır / kör duvar
6) → сущ., м sağır••глухая пора́ — durgunluk dönemi, gerileme dönemi
глуха́я о́сень — sonbaharın sonu
глуха́я ночь — gecenin geç saatleri
глухо́й согла́сный лингв. — ötümsüz ünsüz
См. также в других словарях:
ötümsüz ünsüz — is., dbl. Ciğerlerden gelen havanın ağız boşluğundaki tam kapalı veya yarı kapalı engellere çarpmasıyla oluşan, titreşimsiz ses veren ünsüz, titreşimsiz ünsüz, süreksiz ünsüz, tonsuz ünsüz, sedasız ünsüz, sert ünsüz: ç, f, h, k, p, s, ş, t … Çağatay Osmanlı Sözlük
ünsüz — sf. 1) Ünü olmayan, gösterişsiz, şöhretsiz 2) is., dbl. Ses yolunda bir engele çarparak çıkan ses, sessiz, sessiz harf, konson, konsonant Birleşik Sözler ünsüz benzeşmesi ünsüz düşmesi ünsüz göçüşmesi ünsüz ikizleşmesi ünsüz tekleşmesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
ötümsüz — sf., dbl. Ciğerlerden gelen havanın ağız boşluğundaki tam kapalı veya yarı kapalı engellere çarpmasıyla oluşan, titreşimsiz ses veren (ünsüz), titreşimsiz, süreksiz, tonsuz, sedasız, sert Birleşik Sözler ötümsüz ünsüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
sedasız ünsüz — is., dbl. Ötümsüz ünsüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
sert ünsüz — is., dbl. Ötümsüz ünsüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
süreksiz ünsüz — is., dbl. Ötümsüz ünsüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
titreşimsiz ünsüz — is., dbl. Ötümsüz ünsüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
tonsuz ünsüz — is., dbl. Ötümsüz ünsüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
yumuşama — is. 1) Yumuşamak işi Yüzünde belli belirsiz bir yumuşama vardı. Y. Z. Ortaç 2) Dünyada soğuk savaş döneminden sonra stratejik silahların geliştirilmesiyle başlayan siyasal gerginliğin ortadan kaldırılması siyaseti, detant 3) dbl. Ötümsüz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sedasız — sf., dbl., esk. Ötümsüz Görürsünüz ki cetlerimizin ağzından çıkmamış sedalı ve sedasız harfler bizim her an ağzımızdan çıkıyor. Y. K. Beyatlı Birleşik Sözler sedasız ünsüz sessiz sedasız … Çağatay Osmanlı Sözlük
sert — sf., Far. serd 1) Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı Sert tahta. 2) Esnekliği az olan, kolayca eğilip bükülmeyen Tabakanın sert yaylı kapağını tak diye kapatıyor. T. Buğra 3) Kolay… … Çağatay Osmanlı Sözlük